1954 Dünya Kupası’nın tertibi İsviçre’ye verilmişti. Türkiye, elemelerde İspanya ile birebir kümeye düşmüştü. Bu eşleşmede averaj hesabı kullanılmadan iki maç yapılacaktı. Puan eşitliği durumunda tarafsız alanda üçüncü maç oynanacaktı.
6 Ocak 1954’te Madrid’de 4-1 kaybettik. Tek golümüzü Recep Adanır kaydetti. 14 Mart’taki rövanşta İnönü’de Burhan Sargın’ın golüyle 1-0 kazandık. İş, Roma’da oynanacak üçüncü maça kalmıştı. 3 gün sonraki buluşmanın favorisi İspanya, 19.dakikada Angecha ile öne geçti. 26’da Burhan eşitliği sağladı. 66’da Suat, skoru 2-1’e getirdi. 78’de Venancio, oyuna beraberliği getirdi. İspanyol ataklarına karşı direnen kaleci Turgay Şeren bitime 7 dakika kala başına gelen darbeyle sakatlandı. Yerine Şükrü Ersoy geçti. Olağan mühlet ve uzatma 2-2 bitti. İş kuraya kalmıştı. Tribünden seçilen Franco isimli çocuk, “Turchia” diye bağırdığında Türkiye, birinci defa Dünya Kupası vizesi almıştı.
Fransa konutuna döndü
Bu kupada sistem tekrar değişmişti. Hem de ne değişmek! Dörderli kümeler vardı. Lakin seri başı olarak belirlenen iki kadro birbiriyle oynamıyordu. Yani herkes ikişer maç yapıyor en çok puan toplayan iki ekip, kümeden çıkıyordu. Şayet puan eşitliği olursa baraj maçı yapılacaktı. Kalan 8 grup, eleme yordamı finale kadar gidecekti.
1.Grup’ta Brezilya ve Fransa seri başıydı. Ancak Yugoslavya, Fransa’yı ileride Beşiktaş’ı çalıştıracak Milos Milutinovic’in golüyle devirip yolu yarıladı. Brezilya, 5-0’lık Meksika galibiyetinin yanına Yugoslavya beraberliğini ekledi. Seri başı Fransa, konutuna dönüyordu.
Harika grup Macaristan
Bizim kümede Macaristan ile birlikte seri başıydık. Savaş sonrası yeni toparlanan Batı Almanya ve Güney Kore, rakiplerimizdi. Macaristan inanılmaz bir ekipti. O denli ki, hazırlık periyodunda İngiltere’ye Wembley’de 6, Macaristan’da 7 atmışlardı. Kaleci Grosics’ten Altın Baş Kocsis’e, sol açık Czibor’dan periyodun en büyük yıldızı Ferenc Puskas’a “Harika Takım” etiketini üstlerine taşıyorlardı. Onlar Güney Kore’ye 9 gol atarken biz Almanların karşısına çıkıyorduk.
Suat Mamat ve Schaefer’in golleriyle devre 1-1 bitiyordu. Lakin İtalyan Sandro Puppo idaresindeki Ulusallar, Sepp Herberger’in öğrencileri önünde ikinci yarıda teslim bayrağını çekiyor ve 4-1 kaybediyordu.
7-0’lık galibiyet
Bu maçın acısını Güney Kore’den çıkarıyorduk. Burhan’ın 3, Suat’ın 2 golüne Lefter ve Erol ekleniyordu. Biz 7-0 kazanırken Macaristan, Almanya’yı 8-3 yeniyordu. Garip formata nazaran Almanlar ile bir sefer daha oynama talihi elde etmiştik. Mustafa Ertan ve Lefter’in teselli gollerine karşın 7-2’lik mağlubiyet üzmüştü. 48 yıl dönmemek üzere Dünya Kupası sahnesini terk ediyorduk.
Bern Meydan Muharebesi
Son şampiyon Uruguay ve Avusturya ile İngiltere ve konut sahibi İsviçre, başka kümelerden çeyrek final bileti alan kadrolardı. En büyük favori Macaristan ile Brezilya çeyrek finalde eşleşmişti. Fakat bu maç, oynanan futbolla değil yaşanan arbedeyle tarihe geçti. Bern Meydan Muharebesi ismiyle anılan müsabakada yumruklar ve tekmeler konuştu. İngiliz hakem 3 futbolcuyu (Macar Bozsik, Brezilyalı Nilton Santos ve Tozzi) oyundan attı. Macaristan, olaylı maçı 4-2 kazanarak yoluna devam etti.
Tarihi skor: 7-5
Avusturya, İsviçre’nin meşhur savunmasını aşarken alana eğlenceli bir futbol sundu. 7-5’lik skor, tarihte yerini alacaktı. Öbür bir çeyrek finalde son şampiyon Uruguay, İngiltere’yi 4-2 ile geçiyordu. Futbolun mucitleri için hayal kırıklığı ile biten bir öbür turnuva daha! Batı Almanya da standart bir futbolla 2-0 yeniyordu Yugoslavya’yı.
Macaristan ile Uruguay ortasındaki yarı final bir futbol ziyafetiydi. Sakat Puskas’ın yokluğuna karşın Czibor ve Hidegkuti ile 2-0 öne geçmişti Macarlar. Ancak son kısımda harikulade oynayan Uruguay, Hohberg’in golleriyle maçı uzatmaya taşıdılar. Uzatmada sahneye çıkan Altın Baş Kocsis, iki golle finalin yolunu açtı. Almanlar ise Avusturya’yı 6-1 ile geçip Macaristan’ın karşısına çıkıyordu.
Almanlar’dan altın adım
Puskas finalde alandaydı. Almanlar ise İsmi Dassler’in ürettiği özel ayakkabıları giyiyordu. Daha 6. dakikada Puskas’ın golü geldiğinde herkesin fikri mutlaktı. İki dakika sonra Czibor skoru 2-0 yaptı. Kümedeki 8-3’lük skor geldi akıllara çabucak. Lakin 10’da Morlock’un golü Almanları maça döndürdü. 18’de Rahn skoru 2-2 yaptığında ortada farklı bir Almanya’nın olduğu anlaşılmıştı.
84’te Rahn’ın karambol golü ve akabinde Puskas’ın sayılmayan golü ve daha 9 yıl evvel savaşı kaybeden, darmadağın olan Almanya, Dünya Şampiyonu! Macaristan, iki yıl sonra ülkede yaşananların akabinde bir daha bu türlü bir gruba sahip olamayacaktı. Almanlar ise dünyada bir futbol gücü olma yolunda birinci adımı atmıştı.
